Soru # 836c6

Soru # 836c6
Anonim

Cevap:

İki Türk Viyana kuşatması vardı - 1529 ve 1683. Birincisi, Avrupa’daki Türk yayılmacılığının zirvesini; ikincisi ise Türkiye'nin yerinin sonunu büyük bir güç olarak belirledi.

Açıklama:

14. Yüzyılda Avrupa'ya gelmelerinin ardından Türkler, hem kendi gelenekleri hem de bazen İslam'da ortaya çıkan tahakküm dürtüsü tarafından sürdürülen saldırgan bir emperyal güç oldu. 1453’teki Konstantinopolis’in çöküşünü müteakiben Türkler, Balkanlar’da kuzeye taşındı. Türkler iyi organize edildi, disiplinliydi ve Avrupalıların daha ateşli olduklarından, özellikle de ateşli silahlar, askeri müzik ve lojistik organizasyon açısından onlara kredi verdiğinden daha moderndi.

Batı Avrupa’nın çoğu (İspanya, Fransa ve İngiltere) Türkleri uzak bir sorun olarak görüyorlardı. Orta ve Doğu Avrupa, kırılması zor olan amansız bir yürüyüş gördü. 1529'da Kanuni Sultan Süleyman Macaristan'ın fethini tamamlamaya çalıştı, ancak Viyana'nın Macar ovalarından Güney Almanya'ya ve ayrıca Hapsburg Başkenti'ne açılan bir kapı olduğunu da iyi biliyordu.

Türkler her zaman Avrupa tahkimatıyla (Rodos ve Malta'da görüldüğü gibi) sorun yaşamış ve lojistik zorluklar sorunu daha da arttırmıştır. 1529 Viyana kuşatması başarısız oldu ve Sulieman'ın karşı karşıya geleceği başka düşmanları vardı ve halefleri fetihten daha az tadı vardı. 1682'de, Polonya İmparatorluğu'nun kuzey kenarı boyunca Polonyalılar ve Hapsburg'larla sınır çatışmaları, Viyana'yı yeniden ele geçirmek için bir Türk planı hazırladı. Dikkatlice planlar yapmak ve lojistikle uğraşmak için bir yıl geçirdiler ve Sultan Mehmet IV, Büyük Veziri Mustafa Paşa'nın kampanyaya başlamasına izin verdi.

Ancak, Avrupalılar son 150 yılda silah, taktik ve askeri organizasyonda önemli gelişmelerle birlikte askeri bir devrim geçirdiler. Türkler Viyana'ya ulaştı ve duvarları kıran kenarda olsalar da, Hapsburg ve Polonya takviyeleri Viyana'ya ulaştı ve kırma bir yenilgiye uğradılar.

Yenilgi, Türk askeri üstünlüğünün tutulmasının açık bir işareti olduğunu kanıtladı. Bundan sonra, Doğu ve Orta Avrupa’daki Türk kontrolü ortadan kalktı,