Biyoloji

Terbiyeli (Darwinist Evrim) yoluyla değişiklik yapma fikri, İnsanların balıktan geldiğini öne sürdü. Bu kanıtlanmış bir teori değil, Darwinist evrim teorisinin geniş çapta kabul görmesine rağmen kanıtlanmamıştır. Çoğu bilim insanı tüm canlıların ortak bir atadan geldiği fikrini kabul eder. Bu genel kabul, doğru olduğu bilinen anlamda fikri doğrulamaz. Neo Darwinci dünya görüşünde son zamanlardaki zorluklar, ortak saygınlık fikrinin mutlak gerçeğini sorgulamaktadır. Proteinlerin ve DNA'nın doğası hakkında moleküler bilimin keşfettiği şey, bu biyolojik sist Devamını oku »

Su abiyotiktir. Abiyotik çünkü şu anda canlı değil ya da ölü değil, yani bir noktada canlıydı. Devamını oku »

Polisakaritler karbonhidratlar, uzun monosakarid zincirleri, karbon, hidrojen ve oksijenden, çoğunlukla 1: 2: 1 oranındadır. Polipeptitler, karbon, hidrojen, oksijen, azot ve çeşitli başka elementlerden oluşan proteinler, uzun amino asit zincirleri, belirli bir oranda değildir. Polisakaritler nişasta ve glikojeni içerir ve organizmalarda enerji depolamak için sıklıkla kullanılır. Aşağıda, nişasta molekülünün bir kısmının yapısı gösterilmektedir (tam molekül yüzlerce monomer uzunluğunda olabileceği için gösterilmeyecek kadar büyüktür): Polipeptitler Devamını oku »

Uzun fenotipli 600 bitki aldım. Eğer F2 200 kısa bitki (fenotip: tt) içeriyorsa, o zaman benim (muhtemelen yanlış anladığım) dayanarak genotip TT ile renkli (beyaz) ("XX") 200 ve renkli (beyaz) ("XX") 400 toplam 600 boyunda bitki için genotip Tt. Devamını oku »

Aşağıya bakınız. Pek çok deniz hayvanı zehirli dikenleri kullanır. Buna örnek olarak kestanesi ve kirpi balığı bulunur. Tehlikede olduğunda kirpi balığı şişer. Bu, avcıların onları yemelerini engellemek için daha tehdit edici görünmelerini sağlar. Bu formda saldırıya uğrarlarsa, avcıyı delip zarar verecek zehirli dikenleri vardır. Deniz kestaneleri de benzer bir teknik kullanır. Yüzlerce zehirli dikenle kaplı sert sert kabukları vardır. Bu, avlanmalarını zorlaştırır (avcılar için). Ayrıca, insanlar yanlışlıkla üzerlerine bastıklarında sıkıntı yaratırlar. Kestaneler dikenlerinden dola Devamını oku »

Düzenleyici bir gen, bir veya daha fazla başka genin ekspresyonunda rol oynar. Daha spesifik olarak, düzenleyici genler, bu genlerin transkripsiyonunu düzenleyen bir proteinin (baskılayıcılar veya aktivatörler) üretimini kontrol eder. Aşağıda, destekleyicileri, düzenleyiciyi ve operatörü içeren düzenleyici sırayı gösteren bir örnek verilmiştir. Devamını oku »

% 100 Eksik baskınlığın tanımıyla başlayalım. Eksik baskınlık, heterozigot bir bireyin bir özellik için bir fenotip karışımı göstermesidir. Örneğin, kırmızı çiçekler baskın bir alel, beyaz çiçekler ise güllerde resesif bir aleldir; Eğer heterozigot bir birey renklerin karışımıysa (pembe), eksik baskınlığa sahibiz. Şimdi genetik kısım: Kıvırcık kılların egemen özellik olduğunu ve saç tüylerinin resesif özellik olduğunu varsayalım. Bu nedenle, haçımız AA x aa. Bir punnett karesi çizmek bize tüm heterozigot bireyleri verecektir. Eksik baskınlık ta Devamını oku »

Çekirdek yapılarının, vücuttaki hücre sayısının, hücre duvarının, kloroplastların vb. İncelenmesi, iki krallıktan beş krallığa kadar organizmaların daha da sınıflandırılmasına yol açmıştır. On yedinci yüzyılın başlarında, organizmalar C, Linnaeus tarafından iki geniş grup bitki ve hayvan olarak sınıflandırılmıştır. Ancak, çekirdek yapılarının, vücuttaki hücrelerin sayısının, hücre duvarının varlığının veya yokluğunun, kloroplastların vb. Araştırılması ve keşfedilmesi, organizmaları takip eden beş Krallıkta daha fazla sınıflandırmaya neden olur. Monera: -Bir bakteri, Siyanob Devamını oku »

Aşağıya bakınız. Cevap (d). Bunun nedeni, belirtilen tüm nedenlerin doğru ve haklı olmasıdır. Monarch kelebekleri son derece iyi tozlaşma ajanlarıdır ve bu nedenle bitkilerin üremesine yardımcı olmak için önemli bir ekolojik denge faktörüdür. Ayrıca, bazı kelebekler 8 ay kadar yaşayabilir. Mevsim değişikliği nedeniyle, hükümdar kelebekler meşhur Kanada'dan Meksika'ya göç eder. Yukarıdaki açıklamaların tümü, hükümdar kelebeği niçin olağanüstü olduğu konusundaki potansiyel açıklamalardır. Bu nedenle, cevabın (d) olması Devamını oku »

İşte ne buluyorum. > Enzim aktivitesinin sıcaklığa bağımlılığı Vücut yaklaşık 75.000 enzim içerir. Her biri spesifik bir reaksiyon tipini kontrol eder ve her biri en iyi şekilde çalıştığı optimum bir sıcaklığa sahiptir. Çoğu enzim düşük sıcaklıkları tolere eder. Tepkime hızları düşecek, fakat yine de çalışacaklar. Enzim aktivitesi, optimum sıcaklıkların üzerindeki sıcaklıklarda hızla azalır. Aktif bölge şekil değiştirir ve substratlar buna bağlanamaz - enzim denatüre olur. Denatürasyon genellikle 45 ° C civarında meydana gelir. Bu nedenle, bir enzimin etki Devamını oku »

Bu fenomene kitlesel yok olma olayı veya biyotik kriz denir. Yaşayan organizmaların kitlesel yok oluşu, dünyada farklı zamanlar geçirmiş, fosil kalıntılarından açıkça anlaşıldığı üzere birçok kez yaşanmıştır. Kitlesel yok oluş her zaman biyoçeşitlilik kaybına neden olur, ancak bu kadar büyük ölçekli yok oluşun hemen ardından, kalan organizmaların evrimi / spesifasyonu hızlanır. () Devamını oku »

Torres Organları Viral içerme organları, virolog tarafından bireysel virüsün önemli bir tespit faktörü olarak alınan replikasyonlarının bir ürünüdür. İntrasitoplazmik olarak intranükleer olabilir, aşağıda bazı örnekler verilmiştir: INTRANUCLEAR INCLUSION BODIES 1. Cowdry tip A: Herpes viridiae 2. Cowdry tip B: Entero viridae (Polio, Coxsackie) 3 .Torres gövdeleri: Sarı humma virüsü. INTRACYTOPLASMIC INCLUSION BODIES 1. Negri organları: Kuduz Virüsü 2. Henderson-Roterson cisimleri: Molluscum contagiousum (entomopoxvirinae) 3. Guernieri orga Devamını oku »

A veya B AB'li bir kişinin (i ^ A ve i ^ B alelleri) O kan tipine sahip olan çocukları (alel i ve i) varsa, çocukların% 50'si A, çocukların% 50'si B olacaktır. O kan grubu olan kişi sadece i geni geçebildiğinden, çocuğun kan grubu diğer ebeveyne bağlıdır. Diğer ebeveyn (biyolojik baba), i ^ A genini geçerse, çocuğun A kan grubu olacaktır (i ^ A ve i ^ B, i'nin üzerinde baskındır). Öte yandan, biyolojik baba i ^ B genini geçerse, çocuğun B kan grubu olacaktır. Aslında yavrular O taşıyacaktır ancak A veya B'yi ifade edecektir. Çocuğunuzun kan t&# Devamını oku »

Kan kılcal damarlarının patlamasına en sık sebep yüksek tansiyondur. Diğerleri arasında yaralanma, alerji, ilaçlar, radyasyon veya septisemi bulunur. Yüksek BP, ağır bir cismin kaldırılması veya uzun vadede olduğu gibi kısa vadeli olabilir. Uzun süre kan damarlarının içlerinde plak varsa (ateroskleroz) ortaya çıkar. Uzun vadeli yüksek KB, düşürmek için ilaç gerektirir. Kısa süreli kanama birkaç küçük nokta kırmızı noktaya (peteşi denir) sahip olabilir veya doku altında daha büyük düz alanlarda (purpura adı verilen) veya çok Devamını oku »

Söz konusu bu faaliyetlerin hepsi mantarların beslenmesinde rol oynar. Mantarlar çoğunlukla saproitik beslenme tarzına sahiptir. Bunlar, beslenmelerini ölü ve çürüyen organik maddelerden alır, çünkü bunlar kendi gıda maddelerini ototroflar gibi sentezleyemez. Mantarlar bu nedenle çoğunlukla saproittir. Mantarlardaki rizoidal hipha substratı delip, substratta bulunan organik maddeleri sindiren sindirim enzimini salgılar. Sindirilen yiyecekler, hyphae tarafından emilir ve miselyum adı verilen tüm mantar cismi tarafından kullanılır. Sindirim dış. Devamını oku »

Nöron Sinyali Sodyum-Potasyum pompası nöron sinyallemesinde esastır. Bu pompaların yarattığı eşit olmayan dağılım, -70 mV civarında bir membran potansiyeli oluşturur. Sodyum'un nöron hücresine girmesine izin verdikten sonra, zar potansiyeli artar. -55 mV'de eşiğe ulaştığında, aksiyon potansiyeli devreye girer ve sinyal gönderilir. Devamını oku »

Sodyum potasyum pompası, Na (sodyum) ve K (potasyum) 'un hücre zarı boyunca aktif olarak taşınmasını içerir, yani işlem hücresel enerji harcar. İki şey hakkında bilmek istediğinizi düşünüyorum: pompa nasıl çalışır? * ve ** hücreye hangi iyon pompalanır ve hangisine pompalanır? Sodyum potasyum pompası, iyonların, hücre zarı boyunca konsantrasyon gradyanlarına karşı itildiği bir mekanizmadır. Bu, aktif nakil ve hücresel enerji kullanılarak başarılabilir. Enzim ATPase, her iki iyonun taşınması için zar taşıyıcısı görevi görür: hücre dışına pompalan Devamını oku »

Notlarımdakiyle benzer bir diyagram bulmaya çalıştım, ama bulamadım. İşte kelimelerin içindeki şema. Umarım bu yeterince ayrıntılı! NORMAL KOŞULLAR ALTINDA: Hücreler yüzeylerinde içe dönük olan bir 'ölüm sinyali alıcısına' sahiptir, bu yüzden hiçbir sinyal buna bağlanamaz. Hücrenin içinde, Ced-9 adı verilen bir protein, diğer 2 proteinin aktivitesini inhibe eder (Ced-4 ve Ced-3). APOPTOSIS: 'Flippase' olarak adlandırılan bir enzim, ölüm sinyali reseptörünü çevirir, bu nedenle dışa dönüktür. Bir ' Devamını oku »

Bir alel, ekspresyonu yoluyla organizmaya herhangi bir yararı varsa (hayatta kalma şansı ve / veya başarılı üreme şansı), popülasyondaki sıklığı artmalıdır. Bir allelin varlığından dolayı popülasyonda ilerleyen bir organizmanın yavruları daha çok sayıda olmalıdır. Sonuç, söz konusu alel frekansında bir artış olacaktır. Darwin, bu fenomeni Doğal Seleksiyon olarak açıklamaya çalıştı. Öte yandan, eğer alel, hayatta kalma ve üreme şansını azaltırsa, onu taşıyan kişilerden daha az veya hiç yavru olmamalı ve genepool içinde bahsedilen zararlı alel sıklığında bir azalmay Devamını oku »

Bitki ve tozlaştırıcıların evriminden bu yana, bitkilerin kendisini özelleştiren tozlayıcılar ve tozlayıcılar için üreme stratejisi konusunda uzmanlaşan pek çok örnek alan vardır. ilk tozlayıcılardan elde edilen ilk bitki daha iyi bir üreme başarısına sahipti ve tozlayıcılarla etkileşimi arttırmak için gelişiyor (tozlayıcıya daha kolay ve daha fazla doğa tarafından seçilen yerlerde). Yanlarında böcekler, bitki cadılarına erişmek için uzmanlaşmış tematikler, tema için bir besin kaynağıdır. o zaman bitkilerin koo evrimi olgusu, tozlayıcılar için gittikçe daha f Devamını oku »

Vücut planında benzerlik gösteren balık, kurbağa, sürüngen, kuş, memeli hayvanlarına çok benzeyen bir organizma sınıfı. Öncelikle kelimesini anlayın: phylum Bir organizmanın vücut planındaki benzerliğe dayalı gruplama olarak düşünün. Böylece şimdi Phylum Chordata: yaşam döngüleri boyunca Chordata tip vücut planlarına sahibiz. Kordatanın özellikleri şunlardır: omurga gibi bir şey, bir balıkta olduğu gibi solungaçları, anal bir kuyruk sonrası. Devamını oku »

Membranın bir tarafından diğerine pompalanan bir iyon akısı vardır, kullanılan iyonlara bağlı olarak daha fazla negatif veya pozitif hale getirir, enerjiyi kullanarak iyonları konsantrasyon derecesine karşı hücreden geçiren membran pompası vardır. Bu nedenle, hücre içerisindeki köprü açıldıktan sonra, iyonların elektriksel konsantrasyonun tekrar nörale dönüşmesi için geri hareket ederler. Sinir sistemindeki hücrelerin çalışma şekli budur, bir mesaj hücreden hücreye geçtiğinde polarize cadıyı açmak için iyon pompalı iyon konsantrasyonu Devamını oku »

Sinaptik geçiş, nörotransmiter moleküllerinin salınımı, yayılması ve reseptör bağlanmasını içeren kimyasal bir olaydır. Sinaptik öncesi sinaptik terminalde sinir impulsunun gelmesi sinaptik veziküllere doğru bir harekete neden olur. Bunlar membranla kaynaşır ve nörotransmiterleri serbest bırakır. Nörotransmiter, sinaptik yarık boyunca difüzyon yaparak ve sinaptik sonrası membrandaki reseptör moleküllerine bağlanarak sinir dürtüsünü post-sinaptik liflere iletir. Bu, 'kanal şeklindeki' protein moleküllerini açan bir dizi reaksiy Devamını oku »

Gerçek Çok konsantre kan, kandaki su potansiyelinde bir düşüş olduğu anlamına gelir. Bu, hipofiz bezine iletilen sinir uyarılarını üreten ve ADH'nin kan dolaşımına salgılanmasını artıran hipotalamusu uyarır. Bu nedenle, böbreğin toplayıcı kanalı suya karşı daha geçirgen hale gelir ve daha fazla suyun tekrar emilmesine neden olur, bu nedenle kandaki su potansiyelinin normale dönmesini sağlar. Devamını oku »

Bazı bakteriler vücudunda kalır ve bu da antibiyotiğe karşı direnç kazanmanın yollarını bulur. Jay hala vücudunda bazı bakteri kalmış olabilir. Kendini daha iyi hissetmesine rağmen, kendisini ilk kez hasta hissetmesine neden olan bakterilerin yok olduğu anlamına gelmez. Bakteriler vücudun içinde kalan herhangi bir antibiyotiğin etrafından dolaşmanın yollarını bulabilirler, bu nedenle kalan bakteriler antibiyotiğe karşı direnç kazanmaları için mekanizmayı geliştirmeye çalışacak ve yeni bir enfeksiyonu tetikleyecek ve bu sefer aynı antibiyotik bakterilerle çalışmaz antibiyotiğe di Devamını oku »

Kingdom Phylum Class Order Ailesi Türleri Bu, sınıflandırma hiyerarşisidir. Ne kadar yükselirseniz, belirli taksonların üyeleri arasındaki benzer karakterlerin sayısı o kadar az olur. İki tür aynı sınıfa aitse, aynı zamanda hiyerarşide daha yüksek olan aynı taksona aittir. Burada, aynı filum ve krallığa aitler. Devamını oku »

Bu insan ev sahibi için iyi olurdu. Bir virüs bir hücreyi enfekte ettiğinde, hücre genellikle doğal öldürücü hücreleri ve sitotoksik T hücrelerini sindirici enzimler ve perforin ve granzimler gibi proteinleri serbest bırakmak için uyaran sinyalleri serbest bırakır. Performans hücre içinde delikler oluşturarak granzimlerin girmesine izin verir. Granzimler, sonunda hücrenin ölümüne yol açan bir protein kademesine neden olur. Enfekte bir hücre öldüğünde, virüs artık çoğaltılamaz ve çoğalamaz. Dolayısıyl Devamını oku »

Standart genetik kodda, üç farklı sonlandırma kodonu vardır, yani amber, koyu sarı ve opal. Genetik kodda, bir durdurma kodonu veya sonlandırma kodonu, mRNA içinde proteine yapılan bir translasyonun sonlandırılmasını işaret eden bir nükleotid üçlüsüdür. RNA stop kodonlarında UAG (Kehribar), UAA (hardal) ve UGA (opal) bulunur. MRNA'daki çoğu kodon, büyüyen bir polipeptit zincirine bir amino asit eklenmesine karşılık gelir. Durdurma kodonları, bağlanma bırakma faktörleri ile bu işlemin sonlandırıldığını gösterir. Bu, ribozomal alt birimlerin amino asi Devamını oku »

Kas, kendisine bir motor mesajı efferent sinir tarafından iletildiğinde büzülür. Nöronun aksonik terminali, kasıştığı kas lifi yüzeyinde bir motor uç plakası oluşturur. Tek bir motor nöron bir dizi kas lifi terminallerini gönderebilir. Nöro-müsküler birleşme yerindeki aksonik terminal (motor uç plakası) nörohumor maddeleri serbest bırakır. Bu tür moleküller kas lifi üzerinde bulunan zar reseptörlerine bağlanır. Bu kas lifi üzerinde depolarizasyona neden olur. Depolarizasyon, Na kanallarını açar, yani Na, hücre dışı sıvıdan h Devamını oku »

Köklerin, köklerin ve yaprakların gelişimi, karadaki büyük toprak adaptasyonlarıdır. Tüm bitkilerin minerallerden besin üretmesi için fotosentezi vardır. Arazi ortamı destek, mineral ve beslenme arzı ve daha fazla ışık sağlamalıdır. Bu amaçla kökler, kara bitkilerinin ilk şartıdır. Sonra güçlü kök geliyor. Yerçekimine karşı dikey destek verir. Üçüncüsü, yaprakların düzenlenmesi giderek daha fazla ışık toplamaktır. Çiçekli bitkiler, böcekleri çekmek için çiçekler tasarladı. İlk çiç Devamını oku »

Tropikal yağmur ormanları yüksek neme maruz kalır ve fazlalıkta yüksek yağış ve su bulunur. 1. Ağaç kabukları daha az kalın ve çok pürüzsüzdür, çünkü nemi korumaya gerek yoktur, ayrıca ağaç kabuğundaki diğer bitkilerin büyümesini önlemeye yardımcı olur. 2. Bitkilerde Lianas veya odunsu tırmanma alışkanlıkları çok yaygındır, bunlar toprakta köklüdür ancak ağaçları tırmanarak büyür ve güneş ışığı için ağaç gölgeliklerine erişir. 3. Yapraklar, yağmur suyunun hızlı bir şekilde akmasına yardımcı olan Devamını oku »

Bazı değişkenler arasında pH, enzimin konsantrasyonu, sıcaklık ve substratın konsantrasyonu bulunur. En büyüğü (ve muhtemelen test için bilmeniz gereken tek şey) sıcaklıktır. Sıcaklık ve pH en uygun noktalarına ulaştığında, enzim aktivitesi artacaktır. İşte görselleştirmek için bir grafik. http://classes.midlandstech.edu/carterp/courses/bio225/chap05/lecture2.htm Devamını oku »

Bir yengeç hayvan sınıflandırması: Kingdom: Animalia Phylum: Arthropoda Subphylum: Crustacea Sınıf: Malacostraca Sipariş: Decapoda Suborder: Pleocyemata Infraorder: Brachyura subphylum crustacea. Ayrıca böcekler, örümcekler ve kabuklular içeren filum arthropoda'larındadırlar. Devamını oku »

"Solucan", solucanı tanımlamak için en yaygın olarak kullanılan, çok geniş bir terimdir. Solucan, sülükler gibi diğer omurgasızlarla birlikte, Annelida filumundandır ve annelitler olarak adlandırılır. Öte yandan, yuvarlak kurtlar filum Nematoda'ya, yassı kurtlar ise Platyhelminthes filumuna aittir. Aşağıda sırasıyla solucanlar, yuvarlak solucanlar ve yassı solucanlar örnekleri verilmiştir. (Bu görüntüler bazı izleyiciler için rahatsız edici olabilir) Devamını oku »

Benim kişisel favorim deniz hıyarıdır Herkes biliyor ki kokarcalar çok kötü bir koku üretebilir, ancak en sevdiğim savunma mekanizması iç organlarının parçalarını (bağırsakları, çeşitli kan damarları ve küçük gonad parçaları dahil olmak üzere fırlatan Deniz Salatağı'na ait. salatalık iç özel parçalar) - kloak (ağız, anüs ve bir delik gerektiren başka bir şey kullanılan bir çok amaçlı delik / delik) aracılığıyla. Bu süreç aslında cloaca'nın da biraz yırtılmasını sağlar. Bu, saldırganın kaçabilmesi için saldı Devamını oku »

Kara kaplumbağası en güçlü kabuğa sahip. Gergedan kalın bir cilde sahiptir. Kara kaplumbağası olan kaplumbağa en güçlü plastronlara sahip. Bu kabuk olarak adlandırılabilir. Gergedan derisi en zorudur. Aşçı adasının yakınındaki dev istiridye (Tridacna gigas) en ağır kabuğudur. Tam gelişmiş bir olgun numunede yaklaşık 200 kilogram ağırlığındadır. Devamını oku »

Apex avcıları. Doğal yırtıcı hayvanlara sahip olmayan hayvanlara apeks yırtıcı hayvan denir, çünkü bunlar besin zincirinin tepesine (veya tepe noktasına) otururlar. Liste belirsiz, ancak aslanlar, boz ayılar, timsahlar, dev yılan yılanları, kurtlar, köpekbalıkları, elektrikli yılan balıkları, dev denizanası, katil balinalar, kutup ayıları ve tartışmalı - insanlar içeriyor. Bir hayvan aksiyon filminde savaşan tehlikeli canavarları hayal edin. Şimdi listeni aldın. Devamını oku »

Görünen ölüm, ölü oynamak olarak bilinir. 1. Görünen ölüm, ölü oynamak, ölüme cüret etmek ya da sıçan oynamak olarak bilinir. 2. Bir hayvanın ölmüş gibi görünmesini üstlendiği bir davranış. 3. Bu hayvan aldatmacası biçimi uyarlanabilir bir davranıştır ve ayrıca tonik hareketsizlik veya thanatoz olarak da bilinir. Devamını oku »

Diplodocus, 150 milyon yıl önce dünya üzerinde dolaşan devasa büyüklükte otçul bir dinozordu. http://encrypted-tbn2.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcRLBzD2VFGhLGwn-3rcmgDvW8wk0d-nQwzaFFfwGAzi3_qF0nJVGA () Bir yetişkin Diplodocus'un düşmanı vardı; çağdaş etçil dinosların boyutları çok küçüktü. Muhtemelen kuyruk parçalarını almak, düşmanları uzak tutmak için yeterliydi! Dinos hakkında daha fazla bilgi için buna tıklayın. Devamını oku »

Uyarlamalar aşağıda listelenmiştir. Çıngıraklı yılan, aynı kategorideki çukur engerekleri ile birlikte gelen zehirli bir sürüngendir. Neredeyse tüm yılanlar gibi, çıngıraklı yılanlarda görülen benzersiz uyarlamalar vardır. Bunlar: Uzuvların yokluğu Dış kulağın yokluğu Her iki uyarlama da dar deliklerde / çatlaklarda yaşamalarına ve hareket etmelerine yardımcı olur. Çıngıraklı yılanlar, sıcak kemerli avları, çoğunlukla kemirgenleri algılamak ve takip etmek için gözün önünde bir ısı algılayıcı çukur (çukur engerekleri gibi) olan bir ter Devamını oku »

Bunlar: 1. Hücre Duvarı: Bu, bitki hücresi için ekstra güç ve destek sağlar, böylece endosmoz ile su kazanırken patlamaz. Kloroplastlar: Burası fotosentezin gerçekleştiği yerdir. Büyük kalıcı vakum sistemi: Bu birkaç pigment, iyon, enzim ve organik ve inorganik maddeler depolar. Osmoregülasyonda da büyük bir rolü var. Devamını oku »

Abiogensis, canlı hücrelerin canlı olmayan kimyasallardan meydana geldiği teorisidir, biyojenez, yaşamın hayata geldiği teorisidir. Abiogensis, daha önce kendiliğinden nesil teorisinin yerini almıştır. Louis Pastour deneylerinden önce insanlar, canlıların canlı olmayan şeylerden gelebileceğine inanıyorlardı. Ampirik kanıtlar bunun gözlemlenebilir günümüzde olduğunu kanıtladı. Abiogensis, tarih öncesi geçmişte bir süre yaşamın kökeni olarak önerildi. Charles Darwin, belki de yaşamın kimyasallarla dolu sıcak bir göletten geldiğini öne sürdü. Bu, Devamını oku »

Abiyotik faktör örnekleri sıcaklık, rüzgar hızı ve nemi içerir. Abiyotik bir faktör, ekosistemdeki organizmaları etkileyen canlı bir organizma olmayan herhangi bir bileşendir. İklim ile ilgili abiyotik faktörler sıcaklık, rüzgar hızı, nem, güneş ışığı miktarı ve gölgeyi içerir. Abiyotik faktörler ayrıca toprakta bulunabilir ve pH ve mineral içeriği gibi şeyler içerebilir. Etkileri dolaylı olabilir. Rüzgar hızı, meyvelerin ve tohumların nasıl dağıldığını belirleyebilir .. Toprağın pH'ı, besinlerin geri dönüşümünün gerçekl Devamını oku »

Aktivasyon enerjisi, bir reaksiyon başlatmak için gereken enerjidir. bu, bir enzimin bir katalizör olarak kullanıldığı zaman, reaksiyon hızını arttırdığı anlamına gelir. Bu grafik, bu reaksiyon için ihtiyaç duyulan aktivasyon enerjisini gösterir, tüm reaksiyonların aynı aktivasyon enerji seviyesine sahip olmadığını unutmayın.Grafikte görebileceğiniz gibi, enzim mevcut olmadığı zamanki büyük miktarla karşılaştırıldığında küçük bir miktar olan mevcut enzim için ihtiyaç duyulan aktivasyon enerjisidir. Bir sınav kağıdına bir soru gelir ve aktivasyon enerjisi Devamını oku »

Bir alg çiçeği, tatlı su veya deniz suyu sistemlerinde alg popülasyonunda hızlı bir artış veya birikmedir. Algal çiçeklenme doğal bir olgudur ancak sıklığı, süresi ve yoğunluğu besin kirliliği ile artar. Gübre, atık su ve yağmur suyu akıntılarının aşırı miktarda beslenmesi, bol güneş ışığı, ılık sıcaklıklar ve sığ yavaş akan su ile çakışması sonucu oluşur. Algal çiçeklenme genellikle büyük ölçekli deniz ölüm olayları ile ilişkilidir. Kalın sakar çiçekleri, hayati güneş ışığının faydalı sualtı bitkilerine ulaşmasını engelleye Devamını oku »

Aleller bir genin alternatifidir. Aleller bir genin alternatifidir. Örneğin, kahverengi saçlı veya sarı saçlı veya kahverengi gözlü ve mavi gözlü. Bunlar aynı gendir ancak sadece nasıl ifade edildiklerinde farklılık gösterir. Bazı aleller birbirine baskın ya da çekingendir. Mavi göz aleli, kahverengi göz aleline dirençlidir. Bir kişinin mavi gözleri olması için iki mavi göz aleli olmalıdır. Kahverengi gözlü bir insanda kahverengi gözler için bir alel veya iki tane vardır. Mavi gözü taşıyabilirler ancak ifade edilmezler. Devamını oku »

Amino Asitler, proteinlerin yapı taşlarıdır. Amino asit zincirleri, protein sentezi sırasında ribozomlarda yaratılır. Bu polipeptit zincirleri daha sonra Golgi Bedenlerinde proteinlere paketlenir. Amino Asitler, proteinlerin yapı taşlarıdır. Amino asit zincirleri, protein sentezi sırasında ribozomlarda yaratılır. Bu polipeptit zincirleri daha sonra Golgi Bedenlerinde proteinlere paketlenir. İnsan vücudunda 12'si sentezlenebilen 20 amino asit vardır. Yediğimiz yiyeceklerde alınması gereken 8 amino asit vardır. Bu 8 amino asit, esansiyel amino asitler olarak bilinir. Devamını oku »

Anjiyospermler (çiçekli bitkiler), yeryüzündeki bitkilerin çoğunu içeren tohumlu vasküler bitkilerdir. Anjiyospermler, çok çeşitli kara bitkileri grubudur ve tohumlar içinde çiçek, endosperm ve tohumlarını çeken meyveler ürettikleri gibi jimnastik hastalarından ayrılırlar. Anjiyospermin karakteristik özelliği çiçektir. Bitkinin çiçek taşıyan kısmı, bitkisel kısımdan keskin bir şekilde ayrılır ve çiçeklenme adı verilen bir dal sistemi oluşturur. Ayrıca, ovülde meydana gelen mayoz süreci ile de gamet üretir Devamını oku »

Biyoenerjetik, canlı sistemler yoluyla enerji akışı ile ilgilidir. Metabolizma, enerjinin canlı sistemler tarafından edinildiği ve kullanıldığı kolektif süreçlerdir. BİYENERJETİK Biyoenerjetik, enerjinin dönüşümünün incelenmesidir. Bu, enerji üretimi ve kullanımına yol açan farklı hücresel ve metabolik süreçlerin çalışılmasını içerir. Canlı organizmalarda kimyasal bağlar kopar ve enerji değişiminin ve dönüşümünün bir parçası olarak yapılır. Zayıf bağlar kırıldığında ve güçlü bağlar yapıldığında enerji serbest Devamını oku »

Biyomlar aşağıdaki faktörlerden etkilenir: - Gibi faktörler: - toprağın güneş etrafında dönmesi - toprağın kendi ekseninde eğilmesi, farklı mevsimlerde ortaya çıkan sıcaklık yoğunluğu ve süresinde yıllık değişimlere neden olur. Biyomlar mevsimsel değişimlerden ve yağışlardaki yıllık değişimlerle (hem yağmur hem kar) etkilenir. Her bir biyomdaki bölgesel ve yerel farklılıklar çok çeşitli habitatların oluşmasına neden olur. Diğer faktörler; biyotik; patojenler, avcı vs. abiyotik: sıcaklık, su, ışık, toprak vs. Devamını oku »

Brassinosteroidler bitki büyümesini düzenleyen doğal olarak oluşan bitki hormonlarıdır. Kısacası, bir bitkinin büyümesini söylerler. Bunlar olmadan, bitki sadece bitkinin ürettiği diğer hormonlara cevap vermez. Bu hormonun çeşitli şekillerde kullanılması, buğday ve pirinçte mahsul üretimini arttırmış, böylece daha fazla mahsul verimi elde edilmiştir. Aşağıda bu hormonu araştıran bilim adamı var. Normal seviyede brassinosteroidlere maruz kalan ve bir mutant olan ve buna cevap vermeyecek bir bitkisi var. Devamını oku »

Bir bitkideki tomurcukları kastediyorsanız, bir tomurcuk gelişmemiş veya embriyonik bir çekimdir ve normal olarak bir yaprağın aksında veya gövdenin ucunda oluşur. Oluştuktan sonra, bir tomurcuk hareketsiz durumda bir süre kalabilir veya hemen ateş edebilir. Tomurcuklar, çiçek veya kısa sürgünler geliştirmek için uzmanlaşmış olabilir veya genel sürgün gelişimi için potansiyele sahip olabilir. Brüksel lahanası büyük yanal tomurcukları iken lahana bir kafa, son derece büyük bir terminal tomurcuk. Çiçek Tomurcukları tomurcuk terimi, aynı Devamını oku »

CARBOHYDRATE terimi tam anlamıyla "suyla karbon" anlamına gelir. Bir karbonhidrat için baz formül veya ampirik formül, 2 Hidrojen ve 1 Oksijen C + H_20 içeren CH_20 Karbonudur. Tipik karbonhidratlar, Glukoz C_6H_12O_6 Maltoz C_12H_22O_11 Riboz C_5H_10O_5 Karbonhidratlar, birincil olarak enerji kaynağı olarak kullanılan şekerlerdir. Umarım bu yardımcı oldu. SMARTERTEACHER Devamını oku »

Sinekkapan bitkisi, güneş bitkileri ve sürahi bitkileri gibi etçil bitkiler, besin bakımından fakir bataklıklar halinde yaşar. Besin elde etmek için böcekleri yakalar ve sindirirler. Örneğin, yukarıdaki venüs sineği düşünün. Fotosentetiktir (yakından bakarsanız arka planda yeşil yaprakları görebilirsiniz). Bu nedenle kendi şekerlerini üretebilir, bu nedenle enerji için böcekleri yakalaması gerekmez. Bir böcek tuzağın içindeki kırmızı yüzeye indiğinde, iğne benzeri tetikleyicileri bozar. Tuzak kısılır ve bitkinin epidermisi, böceği sin Devamını oku »

Tam kromozom setine sahip hücreler "diploid somatik hücreler" dir. Somatik hücreler, vücudun büyük çoğunluğunu oluşturan hücrelerdir. Somatik hücrelerin her biri, tam bir kromozom setine sahiptir. İnsanlarda bu, somatik hücrelerin her birinde 46 kromozom bulunduğu anlamına gelir - 23 çift, her bir ebeveynden 23'lük bir set, toplam 46 için. Yumurta hücresi ve sperm hücresi birleştiğinde doğru sayıda kromozomu korumak için gametlerdeki kromozom sayısı "mayoz" ("azaltma" bölümü) sırasında yarıya ind Devamını oku »

Cevap, DNA ve histon proteinleridir. () DNA çift sarmalının molekülü çok uzun, fakat ambalajdan dolayı mikroskobik bir çekirdeğe uyar. Histon proteinleri, DNA'nın, ilk önce fazlar arası çekirdekte görülebilen kromatin formunda sarılmasına yardımcı olur. Kromatinin daha fazla sarılması ve dehidrasyonu, kromozom görünümüne yol açar. DNA ve kromatin arasındaki ilişkiyi anlamak için lütfen aşağıdaki yanıtları okuyun; ayrıca ökaryotik çekirdeğin içindeki DNA'nın paketleme işlemi. http://socratic.org/questions/how-do-proteins-h Devamını oku »

Bir kromozom, DNA'nın histonların etrafına dolandığı yapıdır. Bir kromozom, DNA'nın histonların etrafına dolandığı yapıdır. Ökaryotik hücrelerde, hücre çekirdeğinde kromozomlar bulunur. Prokaryotik hücrelerde, sitoplazmada kromozomlar bulunur. Aşağıdaki görüntü bir ökaryot kromozomu. Kromozomlar, ebeveynlerden çocuklara aktarılan genlerin yer aldığı insanlarda kalıtsal bir malzemedir. Cinsiyet kromozomları, erkek mi kadın mı olduğunuzu belirler. İki cinsiyet kromozomu vardır: X ve Y. Kromatinler ve kromozomlar farklıdır. Kromatinler, yoğunlaştığında kromozom oluştur Devamını oku »

NAD + (nikotinamid adenin dinükleotidi) bir elektron taşıyıcı molekülüdür. NADH, hidrojen iyonunu gösterir. NADPH benzer ancak bir fosfat grubuna sahiptir. NAD Enerji taşıyan molekülleri bir kimyasal yoldan diğerine aktarmak için bir koenzim olarak kullanılan Enerjik elektronlar, NADH ve FADH2 tarafından glikolizden ve sitrik asit döngüsünden mitokondrinin cristae içine gömülmüş elektron alıcılarına taşınır. Elektronlar, cristalarda elektron kabul eden bir molekül zinciri boyunca yer değiştirdiklerinde, enerjileri, beraberindeki protonları (H +), mi Devamını oku »

Bir kodon, bir amino asit kodunu tutan üç nükleotid dizisidir. İşte DNA'daki bir kodon örneği. ATG Şimdi, eğer mRNA'ya transkripsiyon yaparsak, ... UAC Ve tRNA'ya çevirirsek, ... AUG Şimdi, amino asidi elde etmek için amino asit tablosu ve mRNA kodonunu kullanın. Amino asit "Tyrosine" anlamına gelen "Tyr" dir. Devamını oku »

Soğuk kanlı hayvanlar, kan sıcaklığının sabit kalmadığı hayvanlardır. Soğuk kanlı hayvanlar, kan sıcaklığının sabit kalmadığı hayvanlardır. Atmosferdeki dış sıcaklık ile değişir. Bu hayvanlar şiddetli kış aylarında düşük sıcaklığa dayanamazlar çünkü kanın sıcaklığı da düşer ve atmosferdeki sıcaklık sıfır derece santigrat olursa donmuş olabilir. Tüm sürüngenler (örneğin yılan, kertenkele vb.) Soğuk kanlı hayvanlardır. Bunlar kış uykusu boyunca kış aylarında hayatta kalırlar. Yılanlar kışın daha derin toprak katmanlarına girer (kış uykusu) ve yazın başlamasıyla ortaya çı Devamını oku »

Lenfatik sistem, sıvı dengesini koruyarak ve hastalıklardan kurtulmayı teşvik ederek tüm vücuda yarar sağlar. Aynı zamanda kardiyovasküler sistemin bir parçasıdır. Kanın bileşenleri, beyaz kan hücreleri (WBC) ve kırmızı kan hücreleri (RBC) olarak adlandırılan ve trombositler olarak adlandırılan parçalar olarak adlandırılan öğeleri içerir. WBC'ler genellikle RBC'ler tarafından 1000: 1 oranında sayıca fazladır. WBC'ler vücudu enfeksiyona, yabancı hücrelere veya toksinlere karşı korumaktan ve hasarlı dokuların temizlenmesinde ve onarılmasında yardımcı olmaktan Devamını oku »

Biz memeliler olduğumuz için memelilere veya en azından omurgalılara odaklanma eğilimindeyiz. Karmaşıklıklarından dolayı, doğal olarak onlarla daha fazla ilgileniyoruz. Süngerlerin, cidyacıların, solucanların ve Echinodermata'nın hayvanlar olduğunu sıklıkla unutuyoruz. Tüm hayvanların çift taraflı simetriye, kafalara (sefalizasyonun bir sonucu olarak), kan, kalplere, ağızlara veya anüslere sahip olmadığını sık sık unutuyoruz. Hayvanları ayrı kategorilerde organizmalar olarak çalışmak yerine, onları filogenetik bir şekilde görmeye çalışın. Örneğin, bir duyusal organların bir Devamını oku »

Öğrenciler sıklıkla protein sentezi sürecini bir araya getirmekte zorlanırlar. Parçaları ezberlemeye çalışırlar, ancak bileşenler arasındaki etkileşimi anlamıyorlar. Bu konuda yardımcı olmanın bir yolu, öğrencilerin süreci gerçekleştirmelerini sağlamaktır. Her öğrenciye bir molekülün bir kısmını (mRNA'daki bir nükleotid, bir tRNA, vb.) Temsil ettim ve sonra da bana dolaşıp transkripsiyon ve çeviri işlemlerini göstermeleri gerekiyor. Bu, her şeyin birlikte nasıl çalıştığını anlamalarına yardımcı olur ve onları göstermek için yaratıcı bir şek Devamını oku »

Chargaff'ın kuralı, nitrojen bazlı adenin ve timinin, DNA içindeki eşit konsantrasyonlarda gerçekleştiğini ve nitrojen bazlı guanin ve sitozinin de eşit konsantrasyonlarda meydana geldiğini belirtir. Bu kuraldan, DNA'da adenin her zaman timinle ve guaninin her zaman sitozin ile eşleştiğini belirten temel eşleştirme kuralını alırız. Bu baz eşleştirme paterni, bir hücrenin mitotik hücre bölünmesinden geçmeden önce DNA'nın hatasız olarak çoğaltılmasının temin edilmesinde esastır. Öğrencilerin yaptığı en yaygın hata, hangi üslerin birbirleriyle eşleştiğini hatı Devamını oku »

Profil terimini yanlış kullanıyorsunuz. Profil oluşturma işlemi yanlış kullanılabilir. Örneğin, bütün Meksikalıların uyuşturucu tüccarı veya beyazların tembel olduğunu söylemek. Fakat birisini kimin öldürdüğünü veya o kişinin kim olduğunu ölü olarak bulmak için bir DNA profili kullanmak, onu yanlış kullanmamaktır. Bir kuş türünün başka bir kuş türüyle ilişkili olup olmadığını görmek için DNA profillemesini kullanmak da bu teknolojinin yanlış kullanımı değildir. Doğmamış bir çocuğun bir hastalığa neden olabilecek genlere Devamını oku »

Öğrenciler kelimeleri ve dolayısıyla kelimelerin anlamlarını karıştırır, çünkü birbirlerine benziyorlar. Biyoloji öğrencileri, karşılaştıkları tüm bu yeni kelimelerin anlamlarını öğrenmelidirler ancak "homurdanmak" işi yapmak yerine, ne anlama geldiklerini size söyleyecekleri gibi kelimeleri ayırmanız gerekir. Bu ikisiyle başlayalım: endositoz ve ekzositoz. Endo- = into, -cyto- = cell ve -osis = bir süreç. Endositoz, bir hücrenin içine girdiği bir işlemdir. Exo- = + -cyto- = cell dışında ve -osis = bir işlem. Exo- sonra eklenir ve ekzositoz alırsınız bir Devamını oku »

Lamarck'ın evrim teorisi, "yumuşak" veya edinilmiş özelliklerin gelecek nesillere aktarılabileceğidir. Bunun ne anlama geldiği bu örnekle açıklanmaktadır: Babanız, onları bu şekilde yapmak için uzun zaman harcadığı dev kaslara sahip bir vücut geliştiricisidir. Lamarck, bu büyük kasların size geçebileceğini söyledi. Bunun hakkında düşünürseniz harika olurdu. Ama onun kadar sıkı çalışman gerekecek. Bütün gün oturup televizyon izleyemez ve vücut geliştirme yarışması kazanmayı bekleyemezsiniz. Baban yüzünden biraz daha Devamını oku »

Kafa karıştırıcı gruplar ve periyotlar. Tablonun kendisine periyodik tablo denmesine rağmen, aynı gruptaki (veya sütundaki) öğeler genellikle aynı dönemdeki (satırdaki) öğelere benzer. Örneğin, 1. grubun alkali metalleri (lityum, sodyum, potasyum, rubidyum, sezyum ve francium) birçok özelliği paylaşır. Katı hallerinde, bir bıçakla kesilebilecek kadar yumuşaktırlar ve saf halde (örneğin bir lityum katı yığını), suyla şiddetli reaksiyona girerler, bu reaksiyonun yoğunluğu grup aşağı ilerledikçe artar. . Karşılaştırma yapılırsa, aynı dönemdeki öğeler daha az ortaktır Devamını oku »

İskelet kası hücreleri (lifleri) tipik hücrelerden çok farklıdır. Uzun lifler, çok büyüyüp yüzlerce çekirdek içerene kadar mezodermal hücrelerin (miyoblastlar) füzyonu ile gelişir. Tüm kas lifi aynı anda büzülmesi gerektiğinden, sinyal (aksiyon potansiyeli) sarkom ile aynı özelliklere sahip olan enine tübüller (T tübülleri) tarafından hücre içinden iletilir. Her bir kas lifi içinde, myofibriller adı verilen yüzlerce uzun alt bölüm bulunur. Miyofibriller, kas kasılmasından sorumlu protein filamen Devamını oku »

Virüs açısından bakıldığında, viral replikasyonun amacı, türünün üretilmesine ve hayatta kalmasına izin vermektir. DNA veya RNA'sının bol miktarda kopyalarını üreterek ve bu kopyaları virüslere paketleyerek virüs, yeni konakçıları enfekte etmeye devam edebilir. Virüsler arasındaki replikasyon çok çeşitlidir ve bunlara katılan genlerin türüne bağlıdır. Çoğu DNA virüsü çekirdekte toplanırken, çoğu RNA virüsü yalnızca sitoplazmada gelişir. Hücrelere girmek için, virüs yüzeyindeki proteinler, h& Devamını oku »

Biyolojide, tüm canlı organizmalar dört çeşit makromolekülden oluşur: Karbonhidratlar, lipitler, proteinler ve nükleik asitler. Bir makromolekül, genellikle polimerizasyon işlemi ile yapılan çok büyük bir moleküldür. Polimerizasyonda, monomer adı verilen ayrı "yapı taşı" birimleri, polimerler adı verilen daha büyük moleküller oluşturmak üzere bir araya getirilir. Makromoleküller, Fonksiyonel Gruplarına göre birbirlerinden farklılık gösterir. Moleküllerin boyutu Moleküllerin izomerleri Bir makromolekülün 3 Devamını oku »

Defensinler, temel olarak bakteriyel hücre zarlarının yapısını parçalayarak etki gösteren ve vücudun birçok bölümünde bulunan anti-mikrobiyal peptitlerdir. Hem omurgalılarda hem de omurgasızlarda bulunan küçük sistein bakımından zengin katyonik proteinlerdir. Ayrıca bitkilerde de bildirilmiştir. Defensinler antibakteriyel, antifungal ve antiviral özelliklere sahiptir. Bakterilere, mantarlara ve birçok örtülü ve örtüsüz virüslere karşı aktiftirler. Bağışıklık sisteminin hücreleri, fagositozlu bakterilerin öldür Devamını oku »

Endotermik omurgalılar, aynı zamanda omuriliğe sahip "sıcak kanlı" organizmalar olarak da bilinir. Bu soruyu cevaplamak için, gerçekte ne anlama geldiklerini anlamak için her bir kelimeyi kıralım: "Endo", "içeri" anlamına gelen bir önekdir ve "term", "ısı" veya "sıcaklık" anlamına gelen bir köktür. Böylece, bir endoterm, sıcak kanlı bir yaratığın karakteristiği olan vücudundan ısı üretebilen bir hayvandır. "Vertebratus", "eklem" için Latincedir. İngilizce omurgalı kelimesi, birbirine bağlan Devamını oku »

Enzimlerin işlevini inhibe etmek, böylece etkisiz hale gelir veya etkinliğini azaltır. Rekabetçi inhibitörler, doğal substrat enzimlerine çok benzeyen moleküllerdir ve bu nedenle aktif bölge için rekabet ederler. Sonuç olarak, inhibitör aktif bölgeye bağlanır ve diğer reaksiyonları önleyerek bunların kalmasını sağlar. Enzim inhibitör ile reaksiyona girebilir ve ürünleri genellikle substratına yapacağı gibi salınabilir, böylece inhibitör ve substrat aktif bölge için rekabet eder. Rekabetçi olmayan inhibitörler, enzimin allost Devamını oku »

Enzimler, kimyasal reaksiyonlar için katalizör görevi gören protein molekülleridir. Bir katalizör, reaksiyon için aktivasyon enerjisini azaltacak bir maddedir. Peki bu neden önemli? Enzimler, reaksiyonların enzimsiz olduğundan çok daha kolay, hızlı ve daha verimli şekilde gerçekleşmesini sağlayacaktır. İşte öğrencilerimle paylaşmayı sevdiğim bir enzim gösterisinin videosu. Video tükürüğümüzde (tükürükte) bulunan bir enzimin, yediğimiz gıdalarda bulunan nişastalara etki ederek sindirim sürecine nasıl yardımcı olabileceği Devamını oku »

Substratlar, enzimler tarafından etki görecek olan moleküllerdir. Bazı enzimler substrat moleküllerinin bir araya getirilmesine yardımcı olabilir, bunlar anabolik reaksiyonlar olarak sınıflandırılır. Diğer enzimler daha büyük molekülleri daha küçük parçalara bölerek neredeyse moleküler makas gibi işlev görür, buna katabolik reaksiyonlar denir. Vücuttaki tüm reaksiyonların toplamı (anabolik ve katabolik) metabolik süreçlerdir (metabolizma). Aşağıdaki videoda, tükürükte amilaz enzimi, monosakarit ve disakarit ürü Devamını oku »

Ökaryotik hücreler çekirdeği olan hücrelerdir. Eu = True Karyon = Nucleus Gerçek çekirdekli hücrelere veya bir zar içine alınmış çekirdeğe ökaryotik hücreler denir. Bu, zara bağlı bir çekirdeğe sahip olmayan prokaryotik hücrelerin aksinedir. Prokaryotik ve ökaryotik hücreler karşılaştırıldığında: Ökaryot hücrelerin, fonksiyonlarında spesifik olan endoplazmik retikulum ve Golgi kompleksi gibi iyi tanımlanmış bir çekirdeğe ve zara bağlı organellere sahip olduğunu söyleyerek daha fazlasını ekleyebiliriz. Ökaryotik hücreler Devamını oku »

Rhizocarpon, Rinsodina, xerosere'deki ilk kolonizerdir. Rhizocarpon, Rinsodina vs., xerosere'deki kolonizatörlerdir. Çıplak kayaların üzerinde sporlar bu likenlerdendir (algler + mantarlar simbiyotik birliktelik) ortakları uzak kaynaklardan rüzgar, küçük ormancılıklar vb. İle biriktirilirler. Bunlar, çıplak kayaların üzerinde kolonileşen yaygın krustoz liken türleridir. Bunlar, kaya parçalanma sürecini yavaşlatıyor. Kayaçların parçacıkları ve ölü organik liken madde kayaların üzerinde birikmektedir. Daha yüksek bitki formların Devamını oku »

Sömürge yeşili alglerin örnekleri Volvox, Synura ve Scenedesmus'tur. Sömürge algleri, serbest yüzme tek hücrelerine benzeyen hücrelerin gruplar oluşturduğu alglerdir. Volvox'taki gibi büyük ve özenle bağlantılı olabilirler veya Synura'da olduğu gibi daha küçük ve nispeten basit olabilirler. Volvox Bir Volvox kolonisi, dış yüzeyinde eşit aralıklarla yerleştirilmiş 500 veya daha fazla biflagellat alg hücresine sahip olan içi boş bir müsilaj küresidir. Synura Çok sayıda oval altın kahverengi hücreye sahiptirler Devamını oku »

Son zamanlarda soyu tükenmiş olarak yalnızca birkaç organizmayı isimlendirmemize rağmen, aslında yüzlerce tanesi var: Her durumda neslinin tükenme nedenleri habitatın tahribi veya avlanması: MAN tarafından. Rastgele birkaç örnek seçtim, birçok şey var: İnsan ve evcil hayvanlarının istilasının yol açtığı tükenme, bir adadaki parazitler: yaklaşık binlerce yıl önce Hawaii'den gelen ördek benzeri Moa-nalo kuşları, yaklaşık 600 yıl önce Yeni Zelanda'dan Moa adlı uçamayan dev kuşlar yıllar önce, Mauritius'tan uçamayan kuş Dodo, 500 yıl &# Devamını oku »

Doku oluşturmayan çeşitli ilkel hücreler içerir. Bunlar arasında protozoanlar (trypanasoma brucei ve plasmodium falciparum), protofitalar (plankton) ve mantar benzeri hücre (oomycetes) Trypanasoma brucei ve plasmodium falciparum gibi protozoanlar uyku hastalığı ve sıtma gibi ana hastalıkların nedenidir. Ayrıca rotifer, daphnia ve cypris gibi protistler ile karıştırılabilecek yaratıklar da var. Bunlar çok hücreli yaratıklar. http://en.wikipedia.org/wiki/Protist http://www.microscope-microscope.org/applications/pond-critters/animals/animals.htm Devamını oku »

Bunlar PH, sıcaklık, tuzluluk ve ağır metallerin varlığıdır, çünkü bunlar protein molekülünün 3D şeklinin değişmesine katkıda bulunan faktörlerdir. Enzimler, spesifik bir 3D şekline sahip proteinlerdir. Bu protein, enzimin aktif bölgesi olarak adlandırılan tarafta bir boşluğa sahiptir. Reaksiyonun gerçekleştiği alandır. Bu alanın şekli çok spesifiktir ve gerçekleşecek olan tek tip reaksiyon için uygundur. Bu şekil değişirse, enzim düzgün bir şekilde çalışacaktır ve dolayısıyla tüm reaksiyona girecektir. Bahsedilen faktörler, tüm prote Devamını oku »

Bir çiçek, çiçekli bitkilerde bulunan üreme yapısıdır. Bir çiçeğin biyolojik işlevi, genellikle spermlerin yumurtalarla birleşmesi için bir mekanizma sağlayarak üremeyi gerçekleştirmektir. en.m.wikipedia.org () Çiçeğin vazgeçilmez kısımları, iki kısımda, bitki örtüsü, periantta yaprakları ve ilişkili yapılardan oluşan bitkisel kısım ile üreme veya cinsel kısımlar olarak düşünülebilir. Tipik bir çiçek, kısa bir sapın ucuna bağlı dört çeşit yapıdan oluşur; Dört ana fahişe kaliks, corolla, androecium ve Devamını oku »

Dört makromolekül, nükleik asitler, karbonhidratlar, proteinler ve lipitlerdir. Yapı: 1. Nükleik asitler: Halkalar içinde N, şeker, fosfat ve azotlu bazdan yapılmış nükleotidler içerir Karbonhidratlar: C, H ve O; - bir Lipid hariç tüm karbonlardaki OH: C, H ve O'dan yapılmıştır; çok fazla C-H bağı; Bazı C = C bağlarına sahip olabilir (doymamış) Protein: N ihtiva eder, N-C-C omurgasına sahiptir İşlev: Nükleik asitler: Depolar ve transferler bilgi Karbonhidratlar; Enerjiyi depolayın, yakıt sağlayın ve vücutta bir yapı oluşturun, ana enerji kaynağı, bitki hü Devamını oku »

Mantarlar, bitkilere ve hayvanlara benzeyen saprofit organizmalar içeren taksonomik bir krallıktır, fakat ne bitki ne de hayvanlardır. Mantarlar çok hücreli saprofit organizmalardır. Bu organizmalar bakteri ile birlikte yeryüzünde ayrışma için ana güçtür. Mantarlar, belirli işlevleri yerine getirmek için uzmanlaşmış çeşitli hücre organellerine sahip ökaryotik organizmalardır. hayvanlarla olduğu kadar bitkilerle de benzerlikleri vardır, ancak hayvanlardan ve bitkilerden farklıdırlar. Örnek olarak, mantarları, bitki veya hayvanlara tamamen benzemediği i Devamını oku »

Genler, üç baz kodonunda düzenlenmiş bir nitrojen baz dizisinden oluşur; bu, spesifik özellikleri oluşturmak için proteinlerin yapılmasına ilişkin bilgiyi kodlar. DNA, özellikleri oluşturan proteinlerin ve enzimlerin yapısını yönlendiren bir bilgi kodudur. Genler, bir amino asidi veya genetik noktalamayı kodlayan üç baz kodon dizisinden oluşur. Devamını oku »

İstenilen gen besin bitkilerine eklenir. 1. Genetiği değiştirilmiş gıdalar ekstra bir gen içerir. Ekstra genler özel amaçlar için transfer edilir. 2. Bacillus Bacillus thuringiensis (Bt geni) 'nin bir gen' Bt''si, böceklerin larvalarının büyümesini kontrol etmekten sorumludur, Bt geni, genin havuz bitkileri için terbiye ettiği larvaların büyümesini kontrol etmekten sorumludur. . Bu tür ekstra bir gen içeren bitkiler, genetiği değiştirilmiş bitkiler ve gıda bitkileri durumunda 'genetiği değiştirilmiş gıdalar' olarak bilinir. Bu tür yiye Devamını oku »

GDO'lu gıda kayıpları asgariye indirilirken, orijinal gıda mahsulleri genomunun bozulmasına neden olabilir. 1. Genetiği değiştirilmiş gıdalar, genetik mühendisliğine benzer şekilde üretilir. 2. Bu ürün yönetimi tekniği, piyasada paylaşılan gıdaların kalitesini daha verimli bir şekilde geliştirmek için tanıtılmıştır. 3. Bu teknik, çiftçilerin piyasada boşa harcanan gıda miktarını azaltmalarına yardımcı olacaktır. 4. Saf gıda mahsullerinin yok olacağı ve tüketicilerin sağlığına zarar verebileceği genetiği değiştirilmiş gıdaların dezavantajları. Devamını oku »

Bir genotip, bir organizmanın genetik yapısıdır. Bir genotipten bahsederken, bilim adamları hangi genlere sahip olduklarını ve bu genlerin hangi kombinasyonları içerdiğini soruyorlar. Muhtemel kombinasyonlar arasında homozigoz baskın, heterozigoz ve homozigoz resesif bulunur. Bu genotiplerin her biri bir fenotipe veya belirli bir özelliğe yol açacaktır. Bir fenotipe atıfta bulunulduğunda, organizmanın neye benzediğini düşünmek gerekir. Bu, kürkünün rengini, sahip olduğu anten sayısını ve sol ayak başparmağının boyutunu içerir. Genetikçiler genotipleri ve fenotipleri tanımla Devamını oku »

Bir germ hücresi mutasyonu, germ hücrelerinin soyundaki tespit edilebilir ve kalıtılabilir bir varyasyondur. Yumurta ve sperm (değiştirilmiş hücre) içinde değiştirilmiş bir genin varlığı, değiştirilmiş genin sonraki nesillere geçirilebileceği şekildedir. Bu hücrelerde mutasyonlar yavrulara bulaşırken, diğer taraftan somatik hücrelerde olanlar değildir. Bir germ hücre mutasyonu, yavrularda anayasal bir mutasyona, yani hemen hemen her hücrede bulunan bir mutasyona yol açar. Bir seks hücresindeki bir kromozom mutasyonunun bir örneği, bir seks hücresinin mayoz sı Devamını oku »

Gonadotropin hormonları, erkekte erkekte testis olan gonadlara etki eder. Bu gonadotrofik salgılayan hormonlar hipotalamus tarafından üretilir. Bu salgılayan hormonlar ön hipofiz bezinin 2 hormon üretmesine neden olur: folikül uyarıcı hormon (FSH) ve luteinize edici hormon (LH). Folikül uyarıcı hormon, yumurtalıklarda yumurta içeren foliküllerin gelişimini uyarır, yumurtaların çevresindeki hücreleri östrojen salgılaması için uyarır ve sperm hücrelerinin üretimini uyarır. Luteinize edici hormon, seks hormonlarının salgılanmasını teşvik eder, yumurtalığın yumur Devamını oku »

Haploid hücreler, tek bir kromozom setine sahip hücrelerdir. Bir haploid hücre, tek bir kromozom setine sahiptir. Ökaryotlarda, hücreler diploiddir, yani iki kromozom grubuna sahiptir. Her ebeveynden bir set gelir. İnsanlar dahil hayvanlarda, haploid hücreler sperm ve yumurta hücreleri veya gametlerdir. Haploid hücreler mayozun sonucudur. Devamını oku »

Hustoria, parazitik bir mantarın veya konağın dokusuna nüfuz eden ve ondan besinleri çeken bir parazitik bitkinin kökününün eki veya kısmıdır. Haustoria, konağın hücre zarlarına nüfuz etmez. Tüm büyük bölümlerdeki mantarlar haustoria oluşturur. Haustoria birkaç form alır. Penetrasyonda, mantar, hücre duvarını parçalayan, plazma karbon salgılayan hücrelerin mantarlara daha fazla potansiyel hareketini mümkün kılan, konakçı plazma membranı serbest bırakan enzimlerle temas halinde olan yüzey alanını arttırır. Cordyceps gibi Devamını oku »

Bitkiler genel olarak doğada ototrofiktir, ancak yiyecekleri için diğer organizmalara bağlı bazı bitkiler vardır. Bunlara böcek öldürücü bitkiler denir. Genellikle azot eksikliği bulunan topraklarda yaşarlar. Azot eksikliğinin üstesinden gelmek için onları tuzağa düşürerek böceklere bağımlıdırlar ve bu nedenle böcek öldürücü bitkiler / heterotrofik bitkiler olarak adlandırılırlar. Devamını oku »

Vücudun her yerine taşınan hormonlar, vücudun büyümesinden ve büyümesinden sorumludur. 1. Hormonlar bir endokrin bezinin kimyasal maddeleridir. Endokrin bezleri kanalsız bezlerdir. 2. Endokrin bezleri hormonları kan dolaşımına veya VB'lere bitkilerde bırakır. 3. Hormonlar vücudun her yerine taşınır ve vücudun büyümesinden ve patlamasından sorumludur. Devamını oku »

İnsan kırmızı kan hücreleri, kan denilen sıvı bağ dokusunda bulunur. Olgun hücreler, kalp ve kılcal damarlar dahil olmak üzere kan damarları boyunca vücuda dolaşır. Kırmızı kan hücreleri, bazı kemiklerin kırmızı kemik iliğinde bulunan kök hücrelerden oluşur. Olgunlaşan hücreler dolaşımda salındığında çekirdeğini kaybeder. Bu, daha fazla protein hemoglobini paketlemelerine yardımcı olur. Bu protein dört alt birimden ve demirden oluşur; pirol halkasının varlığından dolayı protein renklidir. Hemoglobinin kırmızı rengi RBC'leri kırmızı yapar. Bu tür hücrelerin mil Devamını oku »

Girilen türler (istilacı türler olarak da bilinir), daha önce o ortamda doğal olarak bulunmayan ve yerli türlerin önüne geçebilen veya onlardan daha fazla rekabet edebilen türlerdir. Tanıtılan türler doğal olarak yeni bir habitatın yolunu bulmuş veya insanlar tarafından tanıtılmış olabilir. Sunulan türler, besin zincirini, yırtıcı av-dinamiklerini bozarak ve yerli türlerin önüne geçerek popülasyonları tahrip edebilir. Bunlar özellikle adalardaki insanları harap ediyor, çünkü adalar, memeli avcılarının bulunmamasından ötü Devamını oku »

Her bir santrozomdan gelen mikro tüpler, kinotokor denilen merkezde bulunan özel bölgelere bağlanır. Mikro tüpler, kromozomları ileri ve geri, bir direğe ve diğerine doğru hareket ettirerek kinetokorlar üzerine çekilir. Kinetochore, iş mili liflerinin hücre bölünmesi sırasında kardeş kromatitleri ayırmak için hücre bölünmesi sırasında bağladığı kromatitler üzerindeki protein yapısıdır. En basit kinokorlar bile, kinokorün DNA ile birleşmesine yardımcı olan özel bir histonu içeren 19'dan fazla farklı protein içerir. Mitoz sırasında Devamını oku »

K seçilen türler, üretilen yavruların kalitesini artırmak için üretilen yavru sayısını azaltan türlerdir. K seçilen türler, üretilen yavruların kalitesini artırmak için üretilen yavru sayısını azaltan türlerdir. Bu, r-seçili türlerin veya daha düşük kalitede çok sayıda yavru üreten türlerin aksine. K-seçilen türler, minimal olarak bakılan veya hiç bakılmayan daha fazla sayıda birey üretmek yerine yavrularına yatırım yapar. Büyük beden büyüklüğü ve daha uzun ömür, k-t Devamını oku »

Koch'un önerileri, mikrop ve hastalık arasında nedensel bir ilişki kurmak için tasarlanmış dört kriterdir. Postülatlar Robert Koch ve Friedrich Loeffler (1884) tarafından formüle edildi. Koch'un önerileri şöyledir: Mikro organizma, hastalıktan muzdarip tüm organizmalarda bol miktarda bulunmalıdır, ancak sağlıklı organizmalarda shloud bulunmaz. Mikro organizma titremesi hastalıklı bir organizmadan izole edilir ve saf bir kültürde büyütülür. Kültürlenmiş mikro organizma, sağlıklı bir organizmaya girdiğinde hastalığa neden olmalıdır. Mikro Devamını oku »